Bilişsel Davranışçı Terapi, ruhsal hastalıklar çerçevesinde yapılan çalışmalar ve araştırmalar sonucu ortaya çıkmış, bilimsel temellere dayanarak etkinliği kanıtlanmış olan bir psikoterapi türüdür. Bilişsel terapi seansları diğer birçok terapi kuramının aksine yapılandırılmış şekilde ilerler. Yani her seans üzerinde durulacak olan noktalar hasta ile beraber belirlenir ve hastanın sorunlarının öncelik sırasına göre bir tedavi planı oluşturulur. Hedefte güncel sorunlar vardır. Kişinin o anda yaşadığı güncel sorunlar ve bu sorunları başlamasına ve sürmesine neden olabilecek etkenler değerlendirilir. Ancak bilişsel davranışçı terapi sırasında, hasta yalnızca güncel sorunlarının çözümü için beceri kazanmakla kalmaz, aynı zamanda yaşamını gelecekte etkileyebilecek olan diğer problemleri çözme becerisi de kazanır. Terapi sonunda hasta artık kendi terapisti haline gelmiş olur ve öğrendiği becerileri yaşam boyu kullanma alışkanlığı edinir. Bu nedenle bilişsel davranışçı terapi görmüş olan hastalarda, gelecekte hastalığın tekrarlama oranı oldukça düşüktür.
Terapi neyi temel alır?
Bilişsel davranışçı kuram, hastalığın sebebini tek bir kaynağa bağlamaz. Çevresel faktörler, kişilik özellikleri, genetik yatkınlık gibi faktörler hastalığın tetiklenmesinde rol oynamakla birlikte, hastalığın sürmesinde özellikle etkili olan, kişinin dünyayı algılayış biçimidir. Herkes hayatı boyunca pek çok olumsuz olay yaşar. Ancak herkes olayları aynı şekilde değerlendirmez ve olaylara aynı duygusal tepkileri vermez. Olayları değerlendiriş ve anlamlandırış biçimleri yani düşünceler, kişinin o olaya karşı verdiği duygusal ve davranışsal tepkiyi etkiler. Örneğin; işinden çıkarılmış bir kişi “asla hiç bir işte başarılı olamayacağım. Artık her şey bitti.” şeklinde olayı yorumlarken bir diğeri “ işten çıkarılmak çok can sıkıcı ancak bununla baş edebilirim ve yeni bir iş bulup kendimi o işte kanıtlayabilirim.” diye düşünebilir. Yani kişinin duygularını, olayın ne olduğu değil, olayla ilgili kişinin ne kanıya vardığı belirler. Bu durumda ilk örnekteki kişi kendini mutsuz, çaresiz ya da öfkeli hissederken diğer kişi olumsuz duygular yaşasa bile bunların üstesinden çabucak gelip hayatına devam edebilir. Bilişsel davranışçı terapi temelde, kişinin hayatını olumsuz etkileyen ve artık alışkanlık haline gelmiş olan bu olumsuz düşünme biçimlerini değiştirerek, yerine daha gerçekçi ve kişiye kendini geliştirme fırsatı sağlayan yeni düşünceler kazandırmayı amaçlar. Aynı zamanda hastaya, sorunları çözmede kendisine yardımcı olmayan hatta hayatını çoğu zaman bir kısır döngüye çeviren işlevsiz davranışlarını keşfetmesi ve bunlar yerine sorun çözmede daha etkili olacak davranışlar geliştirmesi hedeflenir.
Seanslarda neler yapılır?
Öncelikle ilk iki seansta hastanın kişisel özgeçmişi ve hastalıkla ilgili özgeçmişi alınır. Bu noktada hastanın doğru bilgiler vermesi önemlidir. Terapistin sorduğu her bir soru çok önemlidir. Yeterli bilgi toplandıktan sonra hastalıkla ilgili bir formülasyon oluşturulur. Yani hastalığın başlangıcına ve sürmesine neden olan, tetikleyici ve sürdürücü faktörler, altta yatan sebepler ile ilgili bir hipotez oluşturulur. Oluşturulan bu hipotez hastaya açıklanır ve düşünceleri alınır. İlerleyen seansların her birinde belirlenmiş olan sorunlar sırasıyla ele alınır ve tartışılır. Hemen hemen her seans sonrasında terapist hastaya bir sonraki seansa kadar yapması gereken bazı ödevler verir ve bu ödevler bir sonraki seansta hastayla beraber değerlendirilir. Ödevi yaparken karşılaşılan zorluklar, ödev hakkındaki düşünceleri hakkında konuşulur. Hastanın bu ödevleri yapmaya gayret etmesi tedavi başarısı açısından kritiktir. Hastalar çoğu zaman içinde bulundukları olumsuz ruh hali ve enerji kaybı nedeniyle ödevleri yapmaktan kaçınırlar. Ödevleri yapmak istememek ve yapacak enerjiyi kendinde bulamamak çok normaldir ve hastaların büyük bölümünün yaşadığı bir sorundur. Ancak bilinmelidir ki hastanın gayreti olmadığı sürece terapi ne kadar uzun sürerse sürsün ilerleme sağlamak mümkün değildir. Tıpkı diyetisyene giden bir kişinin, sağlıklı kiloya ulaşabilmesi için, doktorunun verdiği diyet programına uyması gerektiği gibi psikoterapiye gelen hastalarında kendilerine verilmiş olan bazı etkinlikleri gerçekleştirmesi gereklidir. Bu ödevler için bir başarı kıstası ya da not sistemi yoktur. Önemli olan hastanın gayreti ve iyileşme çabasıdır.
Terapiden gerçekten fayda sağlayacak mıyım?
Bilişsel davranışçı terapi, bilimsel temellere dayanır ve yüzlerce hasta ile yapılan çalışmalarda önemli ölçüde iyileşmeler sağlandığı kanıtlanmıştır. Depresyon başta olmak üzere, panik atak, fobi, obsesif kompulsif bozukluk ve daha birçok ruhsal sorunda, kısa sürede iyileşme sağlanmaktadır. Bilişsel davranışçı terapi, konusunda uzman olan bir terapist ile seanslarını istikrarlı biçimde sürdüren, terapiye aktif olarak katılan ve seans dışı zamanlarda terapistin önerdiği teknikleri uygulayan bir hastanın terapiden fayda sağlamaması için bir neden yoktur. Ayrıca bilişsel davranışçı terapi seansları, ruhsal bir hastalık teşhisi almamış, fakat sorun çözme becerisini arttırmak ve yaşam kalitesini yükseltmek isteyen, olumsuz duygularının kaynağını keşfetmek ve bu duyguların üstesinden gelebilmeyi hedefleyen herkes için fayda sağlayabilmektedir.